Anlama,değişme ve yola devam...

22:38 journey of my hands 15 Comments






5 Mayıs gecesiydi.İşten gelmiş,yorgun ve oldukça sinirliydim.İçeri girerken,iş yerinde yaşadığım,beni oldukça kızdıran olayın etkisi hala üzerimdeydi.O kadar öfkeliydim ki,yanımda duran ve kızgınlığımın şahidi olmaktan başka yapabileceği bir şey olmadığını anlayan adamı bırakıp,ben bir duşa gireyim dedim.Sinirimin en ufak zerresinin bile ona değmesini istemiyordum.Olanlar benim problemimdi,önce içimde halledip sonra onunla paylaşmalıydım.Ama sakince,her zaman yaptığımız gibi,sevgiyle.

Elime bir elbise askısı alıp,dosdoğru banyoya gittim.kapıyı kapatıp,suyu açtım.Aynaya dönüp, yüzüme baktım.Bayatlamış makyajıma,giderken topladığım ama sağdan soldan dağılmış saçlarıma,bir yakasının ne zaman kalkmış olduğunu bilmediğim takım elbiseye,içine giydiğim bluz ve üzerine taktığım kolyeye.Aynadan yansıyan tüm ayrıntılara tek tek baktım.Gözlerimden alev fışkırıyordu sanki.Öyle öfkeli bakıyorlar,her ayrıntıyı öyle kendini kaybetmişcesine yargılıyorlardı ki.İş yerinde olanlar yüzünden öfkemi kendime yönelttiğimin farkında bile değildim.Ama olacaktım.

Üzerimdekileri çıkartıp suyun altına girince,yüzümü başlığa doğru kaldırdım.On üç saat önce yapmış olduğum makyajın,üzerine sinmiş kokuların ve elbette öfkemin akıp gitmesini bekledim öylece.Kaç dakika durduğumu hatırlamıyorum.Sanırım akan rimeller gözlerime dolup,yakmaya başlayıncaya kadardı.Kendime,haydi dediğimi hatırlıyorum.Toparlan.

Önce makyajımdan kurtuldum.kurtulur kurtulmaz tekrar başlığın altına girip,suyun kulaklarımda yarattığı uğultuyu ve başıma vuran damlaların çarpma sesini dinlemeye başladım.

Bir yanım haydi acele et diyor,diğer yanım ise zerrece umursamıyordu.Başıma çarpan su darbelerinden sersemleyinceye kadar kaldım.Sonra,istemeye istemeye saçlarımı şampuanladım.Köpükler üzerimden akarken gidişlerini seyrettim.Yavaşladığını ve hızlandığını bildiğimiz ama ispat edemediğimiz zaman kavramı,o gün,o banyoda yoktu.Durmuştu yahut çok yavaşlamıştı,bilmiyorum,sadece öyle hissediyordum.Tüm hayatım o anlarda gizliymiş duygusunu üzerimden atamadığım için,duşu bir türlü tamamlayamıyor,bu sebeple uzattıkça uzatıyordum.Akan şampuan köpüklerini izlerken bilmiyordum ama bir kaç dakika sonra anlamını öğrenecektim.

İzleyişim bitip,başımı tekrar suya kaldırdığımda,aklıma kontrollerim geldi.her duşta olmasa da,ayda iki kez kadar kendimi kontrol ederdim.Uzun zamandır da yapmamış olduğumu fark edince,zihnimdekilerden kaçmak,tekrar beni öfkelendiren şeyi hatırlamamak için sağ kolumu yukarı kaldırdım.Bir yandan kendime komut veriyor,diğer yandan tam disiplinli bir asker gibi,komutları uyguluyordum.Bir şarkı gibiydi mırıldandıklarım:

Önce koltuk altı,sonra göğüs çevresi.Parmaklar dans etsin.Tıp tıp tıp...

Şimdi sol kol kalksın,önce koltuk altı,sonra göğüs çevresi,Parmaklar dans etsin : TIP.....

Derin,uzun bir sessizlik.

Zihnin asla durmadığını,sürekli çalıştığını,sen istemesen de mutlaka konuştuğunu söyleyen bilim adamlarına inat,durdu.Belki istediğim kadar uzun süre değildi ama,şok yaşadığında durabildiğini keşfetmenin zevkini bile yaşayamadım.

Elim göğsümde,bulduğum yumrunun üzerinde,tekrar başımı suyun altına soktum.Durduğu beş altı saniyenin acısını çıkartırcasına çalışan zihnimden geçenlere yetişmek için hiç bir çaba sarf etmedim.Sanki olan son gücüm de çekilmiş gibi hissediyordum.

Yaşadığım şoktan yavaş yavaş sıyrılmaya çalışırken,dudaklarımdan telkinler dökülmeye başladı.Akan suyun altında kendimi rahatlatmaya çalışırken,son aylarda ne kadar düşünceli,mutsuz ve hayattan zevk almıyor oluşumu da düşündüm.Zaten içten içe sorguladığım hayatım,bir karar vermemi istermişcesine bunu çıkarttı önüme.Yahut,o kadar derinlerdeydi ki mutsuzluğum,bunu hazırladım kendime,farkında olmadan.

Yaklaşık,yirmi beş dakika ya da yarım saat önce,en önemli şey iş yerinde yaşadığım olayken,o dakikalarda o kadar silik ve anlamsız duruyordu ki.Mikro saniye sonrasında,banyodaki aynada kendimi yargılayışım geldi aklıma.Kendime nasıl bir öfke ile baktığım,yüzde yüz haklıyken bile kendimi nasıl yargıladığım.O anlarda zihnime doluşan şeyleri yazmam mümkün değil,bunu anlatabilmek için tüm hayatımı anlatmam gerekir.Ama bildiğim,emin olduğum tek şey vardı,geçmişte ne olmuş olursa olsun,o gün o banyoda hayatımın yepyeni sayfaları yazılıyordu.

O akşam duştan sonra çıkıp durumu eşime anlatışım,vardiya saatlerimden ve korkumdan kaynaklanan doktora gitmeyi erteleşiyim,yapılan kontroller,biyopsi yapılışı,o sonuçları beklemek...



Tüm bunlar olurken,hayatım devam ediyor gibi gözükse de,içten içe biten bir çok şeyle yüzleştim ben.Mesela '93 senesinden beri icra ettiğim,yükseldikçe artan sorumlulukla aynı oranda yükselen stresli işim.Elbette artan sorumluluk ve stresin bedeli olarak kazancımın çok yüksek oluşunun hayatımıza kattıkları.Evet mesleğimiz maddi olarak refah düzeyi sağlayan bir gelir elde etmemizi sağlıyordu ama yaşayabiliyor muyduk?

Hafta içi 8 saat,hafta sonu 10 saat olarak düzenlenen çalışma saatleri,hafta sonu (cuma-cumartesi) yoğunluktan genelde 12 saate çıkardı.Bu on iki saatin sadece yarım saatlik kısmında oturabilme şansım olduğunu,diğer kalan on bir buçuk saatin tümünü ayakta geçirdiğimi düşününce,eve geldiğimde yorgunluktan hiç bir şey yapamaz halde olduğumu fark edince,izin günlerimde ne yapalım diye soran adama, "yürümeyi içermeyen her şeyi yapabiliriz" diye cevap verince, ve bu durum aylardır devam edip üzerine de insanlıktan nasibini almamış insanlarla uğraşmak düşünce,yeter dedim.Ve sordum eşime,"bu,hayat mı?...

Olmadığına karar verdim-verdik.Geçen hafta istifa ettim,ev kadını oldum.Bir haftadır rüyada gibiyim.Ve işin kötüsü,ev kadını nedir,nasıl olunur hiç bir fikrim yok.Elbette,çamaşır,bulaşık,temizlik,yemek kısımları hakkında bir fikrim var ama bütün günümü bunlarla geçiremeyecek bir ruha da sahibim.Sanırım zamana ihtiyacım var şimdilik,biraz zamana.Sonra su akar yolunu bulur diyorum bir şekil.



Biyopsiden sonra geçen bir haftalık zamanda,ömrümde hiç sorgulamadığım şeyleri bile sorguladım.Gerçekten neye ihtiyacım olduğunu ama nelere sahip olduğumu,paranın hayatımızdaki yerini,ihtiyaçlarımızı toplum baskılarına göre oluşturup oluşturmadığımızı,ruhsal dünyamı ne kadar boşladığımı,dışımın çok doldukça içimin o oranda boşaldığını,kendi üzerimde yarattığım baskıları,endişeleri,korkuları.

Tüm bunların arasında yine de,yaşama sevincimin diğerlerine nazaran çok daha iyi durumda olduğunu görmek şaşırttı beni.Gülmeyi,güldürmeyi bu kadar seven birinin kendine yaptıklarından gözlerim doldu çoğu zaman.Kendimden yola çıkarak insanlığın nice sırlarına eriştim o haftada.Ve anladım ki,eğer sonuç kanser çıksaydı,yine böyle mutlu ve umutlu olurdum.Çünkü hastalıkların  bir haberci olduğunu,hayatımızda yanlış giden,düşünce sistemimizde yanlış giden şeylerin tellalı olduğunu biliyordum.

Bundan sonra,hayatımın nasıl olacağını bilmiyorum.Bildiğim tek şey,tembellik etmek ya da ertelemek için zamanımın olmadığı.Bu ara aklıma ne gelirse,hemen yapmaya başlıyorum.Yarının garantisi yok,hatta yarın diye bir şey yok.Sadece bugün.Yalnız ve yalnız bugün var.Yaşamak için başka bir güne ihtiyaç da yok.

Nefes aldığım için mutluyum,yetmez mi? Kendime ne yaptığımı görmem için bunu bana yaşatan Rabbim e de sonsuz şükür eder buluyorum kendimi.Her durumda ve her koşulda yaşama tutuna iç güdüler,seni sevdiğini her durumda belli eden ve söyleyen dostlar,arkadaşlar,aile,bir de sizler varsınız.Bin şükür ,daha ne isterim.




Değişen ve henüz alışamadığım yeni hayatımdan yepyeni bir sayfa olsun bu yazı buraya.Unutmamak ve yaşamın değerini anlamak ve "gerçekten" yaşamak için...

Sevgiyle


You Might Also Like

15 yorum:

  1. Öyle güzel şeyler yapıyorsunuz ki evde bunlara daha fazla zaman ayırabilirsiniz eminim vaktinizi çok iyi degerlendireceksiniz.sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah öyle olur Tuğba.Şimdi yapamadıklarımın acısını çıkartırcasına herşeye saldırır buluyorum kendimi:) Hayırlısı.Ve çok teşekkür ederim❤

      Sil
  2. Yeni hayatın huzur ve sağlık getirsin ve iyi olan, güzel olan herşey senin yanında olsun Sibel. Seni burdan da olsa tanıdığıma çok şükür diyorum bununla geçmiş bitmiş olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Mihrican.Sağlıktan ötesi boşmuş,bildiğimiz ama hep atladığımız şeyi daima hatırlarız dilerim❤

      Sil
  3. Kendinize hoşgeldiniz ...

    YanıtlaSil
  4. Çok geçmiş olsun.. Sonuçların iyi çıkmasına çok sevindim.. Sevdiklerinizle birlikte mutlu,huzurlu, sağlıklı ve hayırlı bir ömür diliyorum..Sevgiler!
    Feyza

    YanıtlaSil
  5. İnanılmaz yazmışsınız. Öncelikle geçmiş olsun diyorum size.. Yeni başlangıcınız sağlıkla, mutlulukla, huzurla olsun... Tüm iyi dileklerim sizinle.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok teşekkür ederim.Hayatın karşına ne çıkartacağı belli değil,yaşamak,içtenlikle yaşamak lazım❤

      Sil
  6. Geçmiş olsun yeni başlangıçlar her iyidir ne guzel dusunmussunuz ve yazmışsınız sağlığınizda Problem varsa evet hayatınızda bir Problem vardır bu benim için çok anlamlı ☺ gelecek günler Size hep mutluluk getirsin öptüm kalbinizden��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl teşekkür etsem❤O kadar iyi geliyor ki okumak,sevgiyi hissetmek...Çok öpüyorum❤

      Sil
  7. Öncelikle çok çok geçmiş olsun... şimdi vaktiniz olduğuna göre eski bloğunuzdaki gibi güzel işler yapar, bizimle paylaşırsınız belki... herşey gönlünüzce olsun, sevgiler.
    Beyhan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blog için zaman ayırmaya çalışacağım ama aklımda bambaşka fikirler de var.İnşallah hepsini birlikte yaşarız.Çok teşekkür ediyorum❤

      Sil
  8. Hayatı ve işimi sorguladığım bu dönemde çok hoşuma gitti ki yazdıklarınız. İnsan gündelik hayatın çarkına öyle bir sıkışıyor ki, iş para giderler vs derken kim olduğunu ve ne istediğini unutuyor, hatta çoğu zaman bunu kendisine soracak zaman ya da cesareti bulamıyor. Sizi kararınız için yürekten tebrik ediyorum. Yeni hayatınız tam da istediğiniz gibi dolu dolu geçsin :) Darısı kendi döngülerinde sıkışmış diğerlerinin başına! Sevgiler ��

    YanıtlaSil