Kırkyama ile bloga dönüş...

17:59 journey of my hands 6 Comments


Ne kadar uzun zaman olmuş..tam sekiz ay...dile kolay da,düşününce pek bir uzun..bunun için özür dilemeyeceğim...şartlar; değişen şehir,ev,iş derken pek vaktim olmadı...elbette ülkede yaşanan bir ton can sıkıcı ve yaralayıcı olayın da etkisi büyük bunda...

Ama fark ettim ki,blog tadı,yakınlığı,samimiyeti,dostluğu hiç bir yerde yok...buralardan tanıdığın nice insan kalbimde ne yerler ettiler...güya 'gerçek' olan hayattan daha fazla...sanal alem deyip geçtiğimiz bu yer,köklü dostluklar,arkadaşlıklar yaratmama vesile oldular...bunun için bile yazmaya değer aslında...

işte bloga geri dönüş hikayemi bu insanlardan birine ithaf etmek istedim...hem blogculukta,hem de vizyon,beceri,zevk konusunda gelişim gösterdiğim konularda kendisine teşekkürü borç bildim,bu sebeple kalktım bugün fotoğraf çektim,düzenledim,buralara geldim...sadece yaptığımız şeyler değil,arkadaşlıkta emek ister diye düşünerek...




Bilenler bilir,İnstagram da azcık ucundan bahsetmiştim şu Kırkyama işinden...hikayesini bir gün anlatırım belki demiştim...anlatayım...

Yazın ortasında evimizi taşıyıp şehir değiştirince,tekrardan eşyalı bir eve taşınmak istememiş,boş bir ev kiralayıp eşyalarımızı yavaş yavaş alırız mantığı ile hareket etmiştim...bu eve sadece koliler geldi bizimle...ilk önce bir buzdolabı,çamaşır makinesi ve yatak almıştık....evde oturacak iki sandalyenin dışında olanlar bunlardan ibaretti...e hal böyle olunca bütün izin günlerimiz eşya beğenmekle,almakla,gezmekle geçiyordu....işte o gezme günlerinden birinde,bir nevresim takımı almak istedim...aldım da...ve aradan aylar geçip,ev yavaş yavaş tamamlanınca,kış bastırıp yorganı değiştirmek isteyince olanlar oldu....

yorgan alındı alınmasına da,nevresim takımlarımızdan büyük yorganımız olunca,ortalık ellialtı oldu...elimde yepisyeni bir yorgan ve nevresim takımı ile öyle kalakaldım...yorganı değiştirmek istemiyorduk...nevresimi değiştebilirdik belki ama fişler faturalar çöpü boylayalı aylar olmuştu....

uzun lafın kısası,iş başa düştü...



Sen buna bir şeyler yapamaz mısın? diye soran eşim aklımda çılgınca yanan ampülün mimarı oldu...aklımdan geçenlerse şöyleydi sanırım : " kumaş,dikiş,olurmu ki?,patchwork,Ayda,kırkyama,nasıl olur?,Cafenohut....

Biliyordum ki,kumaşlarla,dikişle,patchwork işleriyle ilgilenen en iyi bildiğim blogger Ayda'ydı...hemen blogu Cafenohut a gidip ortalığı talan ettim...iyi ki de etmişim... hem o aralar ölmüş olan ruhum yeniden canlandı,hem de yeni bir şeylerle ilgilenmenin hazzıyla doldum....zaten zannetmiyorum ki,Ayda'nın bloguna girip de canlanmadan çıkan olsun...büyülü bir dünya gibi...

Bu arada bilmeyenler,duymayanlar için yazayım buradan da,sevgili Ayda'nın ilk dikiş kitabı hem İngilizce,hem Türkçe olarak yakında ellerimizde olacak... ne büyük mutluluk...onun adına nasıl mutluyum,nasıl sevinçliyim anlatamam....Türk bloggerlar arasında kendine harika bir yol çizen Ayda haklı olarak gurur duyulacak bir işe daha imza attı....yürekten tebrik ediyor,en kısa zamanda kitabıma kavuşmak için de sabırsızlıkla bekliyorum....

Meğer ben uyduruk kırkyama işlerim için onda gezinirken,o bu güzelliklerin peşindeymiş...yolun hep açık olsun Ayda...daha ne güzellikler geçiyorsa gönlünden, hepsi,kolaylıkla,mutlulukla olsun dilerim...



Aslına bakarsanız,bunu yayınlamak ya da göstermek gibi bir düşüncem yoktu...sadece evdeki kullanılamayan bir şeyi,kullanılabilir yapmaktı amacım...ama sonra düşündüm de,insan ne yapıyorsa,bir yerlerden,bir şeylerden ilham alıyor bir şekilde...o halde,ilham alınan insanın da bunda bir payı yok mu? bir teşekkürü ,anılmayı hak etmez mi? bence eder....

sevgili Ayda benim yaptığım gibi nevresim kenarlarını büyütmek için parçalar eklememişti belki ama,bu projede aklıma ilk gelen isim olması bile teşekkürü hak ettiğinin bir kanıtı gibi uzandı önüme...üstelik sadece nevresim kenarlarına parça ekleyerek büyütmekle kalmadım...kalan kumaşlardan da bir yastık diktim...üstelik yaptığım bu yastık,beni sandığımdan daha da mutlu etti...sadece bu mutluluk için bile çok teşekkür ederim Ayda....



Yastığın arkası düz kalsın istemediğim için böyle ufak bir dokunuş da yaptım...sonra da kaptırdım gitti bu kırkyama işine...şimdi elimde tek kişilik bir yorgan işi var..ondan sonra da başka bir iş...ama hepsi bu kadar...şimdilik yeni bir heves benimki...ondan sebep bu saldırış...sonra usul usul nakışlarıma dönerim ben,zira aklımda acayip projeler var nakışlarımla ilgili...



İnsanların hayatımıza nasıl dokunduğu konusu çok ilginç...ama sanırım yalnış yaptığımız yer,birbirimize yeterince teşekkür etmemek...misal ben bu postumda,aslında farkında olmadan hayatıma lezzet katan blog arkadaşıma teşekkür etmek istedim...ne zamandır aklımda olmasına rağmen erteleye erteleye bugüne gelmiş bir post...

yaşamlarımıza mutluluk ve neşe katan insanlar varsa,bize nasıl dokunduklarını bilmeseler bile,göstermeyi öğrenmemiz gerekiyor kanımca...ben ne zaman yatağa yatsam mesela,Ayda'yı anımsıyorum...mindere ne zaman elim değse,yüzümde gülümseme oluşuyor istemsiz...iyi ki tanımışım diyorum...iyi ki...

şayet varsa sizin de ilham aldığınız,işlerini sevdiğiniz,sizi mutlu eden insanlar,teşekkür edin...

daha iyi bir dünya için sevgiden ve iyi niyetten başka bir şeye ihtiyacımız yok ...

sevgiyle ve mutlulukla kalın dilerim...



You Might Also Like

6 yorum:

  1. Uzun zamandır takipteyim instagramda herseye dokunuyor olmaniz ne güzel .. tüketmeye bu kadar alışmışken üretmek ne kıymetli . Ellerinize sağlık harika olmuş bi gün de sadece kolilerle taşınilan evde dokunduğunuz emek verdiginiz esyalrdan da bahsedin belli birilerine umut olur...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok teşekkür ederim...gerçekten zor bir süreçti bizim için,ama zevkliydi de...belki bir gün o da olur,kim bilir☺️

      Sil
  2. Ahh Sibel şimdi okudum yazdıklarını, neler neler yazmışsın, duygularını ne güzel anlatmışsın.
    Hem çok mutlu oldum, hem utandım, hem gururlandım, bir çok duyguyu aynı anda yaşadım okurken.
    Birilerine ilham vermek, beğenilmek, takdir edilmek inanılmaz güzel bir duygu. Bunu bana hissettirdiğin için çook ama çook teşekkür ederim.
    Senin ne kadar becerikli olduğun zaten ortada, bir şeyi yapman için sadece ilk adımı atman yeterli, gerisi zaten en ala şekilde geliyor:)
    Şu yaptıklarına baksana, harika şeyler çıkmış ortaya.
    Hem Kırkyama yastığa hem de nevresime bayıldım.
    Bloğunun yeni hali de harika olmuş, zevklerimiz aynı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında az bile yazdım Ayda...neler neler öğrendim senden,umarım daha iyi ve mutluluk verici işlerini duyarız senin de,kutlarız beraber...

      Hem bak sayende bloga da geri döndüm,bir teşekkür de buna etmeliyim...kocaman öperim seni ruhu güzel,kendi güzel kadın💕

      Sil
  3. Ayda'ya ben de teşekkür etmeliyim zira bunaldıkça açıp açıp baktığım blog yazılarıyla , enerjisiyle bana çok iyi geliyor. O kadar tatlı ve mütevazi ki " iyi ki böyle insanlar var , yoksa dünya çekilmez bir yer olurdu " dedirtiyor .
    Ne iyi yaptın da döndün bloğuna , çok özledim o zevkle, şevkle yayın yaptığımız günleri ben !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle Nilgün Abla...sadece gezdiğinde bile ruhunu tamir ediyor insanın,neşeli ve samimi diliyle de gülümsetiyor her daim...

      Bu blog işi ise üzüyor beni...bloglar ciddi emek işi,anlayana elbette...bir fotoğrafı beğenip geçmek daha kolayına geliyor insanların,senin de şevkin kırılıyor böyle olunca...ama bırakmamak lazım,buranın lezzeti hiç bir platformda yok,olmaz da☺️💕

      Sil