nakış kalpli kutu / embroidered heart box

17:36 journey of my hands 0 Comments



ben bir şeyleri yaparken,hatta daha yapmaya başlamadan önce bir sancı başlar içimde....fikri çok beğenirim...hatta ölürüm o fikir için ama yapabilir miyim kuşkusu yer bitirir beni...

elim hiç bir şeye gitmez başka...uyanırım o, yatarım o, kalkarım o...hatta rüyalarıma girmeye başlar...aslında bu iyiye işarettir...çünkü rüyama girmeye başladıysa bilinç altıma girmiş demektir...çok fazla bilgi edinmişim,yapmaya geçebilirim demektir...

bundan tam bir buçuk ay önce başladı işte bu sevda da....

beni uzun zamandır takip edenler bilir...kutuları çok severim...hatta aşığım da desem yeri hani...oldum olası severim kutuları...mesela blog için ne yapsam acaba diye düşünmeye başladığımda aklıma ilk gelen her zaman kutu olur...ama engellerim kendimi...derim ki,bunaltma insanları....

blog için niyetlenip yapmaya başladığım ama sonra kendime sakladığım ne kutular vardı mesela...vardı diyorum çünkü,ülkeler arası taşınma sırasında bir çoğu ezildi gitti gariplerimin....




neyse kutu sevdama dalarsam çıkamayacağım...ben şu bir buçuk aylık macerama döneyim....

işte efendim,bir buçuk ay bir araştırmaya başladım,başlayış o başlayış...elimde telefon,ıpad kah ordayım,kah burada....izlemediğim video kalmamıştır...sadece İngilizcem değil,Fransızcam,İtalyancam,Rusçam,Çincem ve Japoncam da gelişti bu sayede :)

nereden buldun diye sormayın sakın...inanın bilmiyorum,bir videodan öbürüne koşarken kendimi kaybetmişim....neyse işte,uzunca süre videoları izleyince tutuşmaya da başladım...bu sefer hangi malzemeyi nereden nasıl alırım diye düşünce aldı beni....öyle malzemeler var ki,nasıl arayacağını bilmiyorsun....Türkçesi ne ki bunun dediğinde ise ortalık tam bir kargaşa....

Türkiye'ye gittik bir kaç günlüğüne...İskenderun'a...o aile ziyaretleri içinde kendimi iki kere çarşıya götürtmeyi bile başardım :) biraz oradan malzeme topladım ama yok...Eminönü lazım bana....





Toplayabildiğimi topladıktan sonra sıra geldi zurnanın zırt dediği yere....aldım bütün malzemeleri,aval aval baktım uzun süre....masaya dizmişim ya hepsini,sanki bir araya gelince hop, kendiliğinden birleşeceklermiş gibi bekliyorum....ne kadar baktım bilmiyorum...sonra haydi Sibel,yeni bir macera dedim,sıvadım kolları....

elbette ilk denemem istediğim düzgün işçilikte olmadı...moralimin bozulduğuna mı yanayım,yoksa nakışımın ziyan olup gittiğine mi? bir kaç gün uzaklaştım...

tekrar oturdum,bu sefer dedim ki; yok nakışımı ziyan etmiycem,sadece kumaştan yapıcam...bir girişmişim,gören sanki insanlığı değiştirecek korkunç bir icat yapıyorum zanneder.....

bir yandan yapıyorum,bir yandan söyleniyorum....sepetmisin sen,burası öyle değildi ki,şurayı önce yapsaydın ya,offf Sibel....biri kapıya kulağını dayasa içeride iki kişi olduğuna yemin edebilir yani...

ikinci denemeyi büyük bir stresle yaptım anlayacağınız (neyin stresiyse bu artık)...ortaya sevimli ,işçiliği düzgün bir şey çıkınca nasıl havalara uçtum anlatamam....bu sevinçle hemen diğerine başladım...bu sefer nakışımın ziyan olmayacağını düşünerek...ama yine ziyan oldu :(   

umutsuzluğa kapıldım...yok dedim ben bu karton kutu olayını beceremeyeceğim galiba...kağıtlardan falan yapmak kolay,şablon buluyorsun,kes-yapıştır hop kutun hazır...ama bu öyle bir şey ki,ortada hiç bir şey yok...karton masada öyle dümdüz yatıyor,sen yoktan bir şey yaratıyorsun.....hadi kutuyu bir şekilde yaptın diyelim...kumaş kaplamak da tam bir muamma...her parçanın sırası var...öyle kafana göre takılamıyorsun yani....hadi sırasıyla gidiyorsun diyelim bu seferde yapıştırıcın doğru değilse,kumaş ıslanıveriyor,kumaş da,kartonda çöpe....




yani size bu kalpli kutumu gösterebilmek için çok badireler atlattım :) bu son yaptıklarımdan...elim iyice alıştı,ilmini birazcık kavradım sayılır...bunu yapmadan önce dünya haritasından bir kutucuk yaptım kendime...kağıttan denedim onu...çok da sevdim..unutmazsam bir ara onu da gösteririm size...eminim siz de seversiniz....

çok uzun zamandır kumaş kaplı karton kutular yapmayı istiyordum...kısmet bu zamanaymış...üstelik nakışlarımın bu yolla gözümün önünde olması fikrini de pek sevdim....

bu arada kutularımda kullandığım bu cici kumaşlar Yamayama 'dan...kendilerine ne kadar teşekkür etsem az...Kıbrıs'a gönderi yapabilir misiniz diye sordum alışveriş yapmadan önce...o kadar ince düşünceliler ki,daha bana dönmeden hemen sitelerinde Kıbrıs seçeneğine yer verdiler....sizlerin aracılığıyla da kendilerine çok çok teşekkür ederim tekrardan....

Belki çok uzun sürdü öğrenmem,belki çok malzeme telef ettim ama sonuca değmiş gibi geliyor bana...kutucuklarıma baktıkça keyifleniyorum,kendi yaptığım şeyden ilham alıyor,coştukça coşuyorum son zamanlarda....

daha büyüklerine geçmeden yaptığım bu küçük denemeler beni öyle mutlu etti ki,sanırım bunca strese değdi diyorum...umarım sizler de  görsel olarak zevk almışsınızdır....

Ah, unutmadan; Matruşka yayınımdan sonra tavşanı yayınlayacağıma söz vermiştim ama o konuda içim hala rahat değil...yani unuttum sanmayın...ben o tavşancığın şablonunu bir blogda bulmuştum...blog Fransızca...hiç çevirip okuma zahmetine girmeden hemen şablonu indirip yapıvermiştim...sonra bir gün fotoğrafları çektim,yeni yayın butonuna bastım...link vereceğim ya,gittim tekrar o bloga,google translate ile çeviriverdim...okuyunca da canım sıkıldı...meğer o tavşancık Chloe Fleury adında harika bir tasarımcının satışını yaptığı koleksiyondan bir parçaymış...Fransız blog sahibi de bulduğu kaynağın belirsiz olduğunu belirtmiş...yani bin pişman oldum öyle okumadan,kaynağını araştırmadan böyle bir şey yaptım diye...bu sebeple çok doğru gelmiyor bana burada yayınlamak...




bu arada kutumun tüm fotoğrafları için Flickr hesabımı ziyaret edebilirsiniz...bir heves açtıktan sonra şifresini ve kullanıcı adını unutmuştum,öylece duruyordu kenarda...arada aklıma geldikçe girmeyi deniyordum ama bir türlü anımsayamadım şifreyi...ne aptalca di mi? yapıyorum işte öyle bazen :) bir yere kaydetme alışkanlığım olmadığı için de neredeyse vazgeçecekken en niyahet türlü uğraşlar sonucu hesabıma kavuştum....

aaa birde şunu yazıyım sizlere,bundan sonra postlarıma İngilizce bölüm de yazmaya çalışacağım...ondan utan,bundan çekin olmuyor bu işler...bir yerden başlamamam lazım...İngilizce bilen arkadaşlardan ricam olsun,öyle çok da yerden yere vurmayın olur mu ,şuraya yazdığım iki satır cümlenin doğru ya da yanlış pek bir kıymeti var benim için :))

şimdilik kaçıyor ve Pazar gününün geri kalanı için huzurlu,mutlu bir akşam diliyorum efendim...




I love boxes.I have made with paper for five years.No longer wanted to make the from fabric and I began to research.

I started this project two months ago.I usually stressful when starting something new :)

Before doing this box I have watched so many video.I wasted much of the material but I am so happy,I finally learned.

I think it looks more beautiful my embroidery,isn't it?

Today is different day for me. Because I writing here in English for the first time.I am sorry for it.I started learning new.

Thank you for visit.

Happy Sunday for all of us


You Might Also Like

0 yorum: