bir sürü güzel şey....

14:46 journey of my hands 0 Comments

merhaba arkadaşlar

söze nasıl başlasam ,hislerimi nasıl ifade etsem bilmiyorum ....

son 4-5 gündür hayatımda olanlar o kadar inanılmaz ki....neredeyse her gün yepyeni güzellikler çıkardı karşıma ve hala da olmaya devam ediyor...kendimi acayip bir şekilde sarhoş olmuşum gibi hissediyorum...oysa içkiyle hiç aram yoktur :)

takip edenler bilir...geçtiğimiz Perşembe günü sevgili  Emel 'le dostluğumuzu sanal alemden gerçeğe taşıdık ve onun o güzel evinde nefis bir buluşma yaşadık....ayrıca ve tekrar buradan teşekkür ediyorum sana Emelcim...

ertesi gün,Cuma günü doğum günümdü...her yıl olduğu gibi bu yılda kutlama yapmak gibi bir niyetim yoktu ama  Emel blogunda ve instagram hesabımda duyurunca,bende kendim için ufak bir kutlama yapıverdim,ne de olsa insan her yıl 40 yaşına basmaz ki diyerekten.....

akşam üstü kapı çaldı...bi baktım bizimkiler ellerinde pastalar,hediyeler kapıma dikilmişler:) baskının tadını çıkarıp pastanın hatırı sayılır bir kısmını da lüplettim...klasik çilek-çikolatalı pasta bir gün önce Emel'de yediğim çilekli tartla birleşince her yanım kaşınmaya başladı çilek alerjisinden...bugün bile hala kaşınıyorum:)

ve akşam oldu...mailleri kontrol ediyim derken yolum spam maillere düştü...en son kaç ay önce kontrol etmiştim bilmiyorum....aralardan o gün yollanmış bir mail dikkatimi çekti....Hong Kong 'dan bir şirket benimle iş yapmak istediğini ve kutularımla ilgilendiğini söylüyordu...o gece oturdum ve şirketi araştırdım....araştırdıkça korkmaya başladım çünkü o kadar büyük bir şirket ki....Allah Allah dedim...Hong Kong'da yokmu kutu yapan? açık söyliyim pek umursamadım,dedim ki bunlar kafa buluyor herhalde benimle:)

İngilizcesi iyi olan bir arkadaşımla oturduk bir mail hazırladık,yolladım....gelen cevapla şok oldum desem yeridir....kimsenin kafa bulduğu yokmuş,iş ciddiymiş:) yazışmalar devam ediyor son hızla ama ben emin değilim altından kalkıp kalkamayacağımla ilgili....bakalım...zaman gösterir her şeyi....

cumartesi günüm ve neredeyse tüm akşam üstüm bu işle geçti....ve anladım ki artık ingilizce konusunu halletmek laziyo...bundan sonra ufak ufak ingilizce yazmaya çalışırsam şaşırmayın emi :)

neyse, akşam oh bu işi hallettim diyip yine araştırmalara boğulmuşken sevgili cafeNohut 'tan bir mail geldi...önce anlamadım ne olduğunu,harika diyordu,tebrik ediyordu beni...algılamam yarım dakikamı falan almıştır herhalde....

blog dünyasının duayenlerinden desem sanırım kimse karşı çıkmaz....sevgili  Heart Handmade  beni bloguna konuk etmiş....o kadar şaşırdım ki anlatamam....geçen aydı galiba beni pinterest'te takip etmeye başlamıştı...o zaman onun gibi aktif bir bloggerın beni izlemesinden dolayı çok mutlu olmuştum ama blogunda benim için bir post hazırlaması gerçekten inanılmaz bir duygu....


öyle bir iki de değil üstelik,o kadar çok projeme yer vermiş ki...kendimi rüyada gibi hissettim:) postun tamamını okumak isterseniz ona hemen aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz

teşekkür ettim elbette ama burada sizler aracılığıyla bir kez daha teşekkür etmek istiyorum...tekrar teşekkür ederim Claire....

ve tabiki sevgili Ayda'ya da ,namı diğer cafeNohut....desteğin,paylaşmayı seven ruhun ve sevgin için....

olaylar bitti mi zannetiniz ?
yok bitmedi :))

dün anneler günü dolayısıyla anneme gitmiştim...ama o kadar yorgun ve uykusuzdum ki anneannemlere gidemedim...biliyosunuz anneannem benim süt annem....neyse telefonla konuştum...ona da Allah kısmet ederse Perşembe günü gidicem,öpücem o ton ton yanaklarından....

annemden eve gelince hemen kendimi koltuğa attım azcık kestiriyim diye...içim geçmiş...bi baktım telefon çalıyor cayır cayır....açtım...çok sevdiğim,Turuncu Oda sayesinde tanıştığım bir arkadaşım...diyor ki mutlaka buluşmamız lazım bugün....

uyku sersemi anlamadım ,ne oluyor dedim...sen gel dedi...açık söyliyim oflaya puflaya kalktım  :) kesinlikle emrivaki yapan ve ısrarcı biri değildir,bu yüzden endişelendim de giderken....

Kadıköy'de buluştuk...ne oluyor dememe kalmadı,elime iki çanta tutuşturdu...biri ince uzun,diğeri kutu gibi...aç dedi,açtım...öyle de kaldım zaten...

çantanın içinden Canon 1100D bana bakıyor...

bu ne Ayfer dedim....bunu sana vermek istiyorum dedi....sıkılmadın mı artık Iphone la fotoğraf çekmekten diye sordu ki ,bunun cevabını çok çok iyi biliyordu:))

eşi yeni bir fotoğraf makinesi almış,bu evde fazlalık olarak duruyormuş aylardır...yok kabul edemem -almazsan ölümü gör diyaloglarından sonra bi baktım evde yanımda duruyor...zaten niyetim vardı bir makine almak için....bir buçuk aydır hergün makine bakıyodum nette,ama kocayı ikna etmek kolay olmuyor işte bazen...

hani diyorlar ya; "ne istediğine dikkat et !  gerçekleşebilir...." işte bu da o hesap oldu....sana da bir kere daha çok teşekkür ederim Ayfer'cim...yeni başlangıçlarıma vesile olduğun için....

artık gidiyim ben....çok uzun oldu....buraya kadar okuduysanız ne mutlu :))

hepinize böyle mutluluklar ve yenilikler diliyorum yürekten....

ve bir kez daha yazıyım;
ne istediğinize dikkat edin efendim

gerçekleşebilir....



You Might Also Like

0 yorum: