örgü modeli,yokluğum ve Mory Kante

20:14 journey of my hands 0 Comments

merhaba güzel insanlar...

önce nerede oldugumla ilgili bir giriş yapıyım,sonra Mory Kante ve örgüye geçerim:)

geçen hafta salı günü annemdeydim..akşam üstü saat altı civarı eve geldim..bi kahve yaptım...mailleri cevaplıyım dedim...ana !! bi baktım internet yok....

hemen modemi açma kapama tribini gerçekleştirdim..ama fayda etmedi...neyse,aradım ttnet'i ,dedim böyleyken böyle....tamam dediler,kayda aldık sizi...

çarşamba günü sevgili Tadım Tuzum,yani Hande'ciğime gittim misafirliğe..çok güzel bir geçirtti bana...önce hazırladığı süper kahvaltı masasına kurulduk...sonra geldi kahveler...sağ olsun beni hiç kahvesiz bırakmadı arkadaşım...benim için o kadar önemli ki :))

ve bunu ayrıca belirtmek istiyorum;ben bir çikolata bağımlısıyım...yemezsem şekerim düşer,başım döner çok fenalaşırım bir anda...bu yüzden her gün belli bir miktar yerim..işte o gün Hande'ye giderken hiç böyle bir endişe yaşamadım...bir pastacının evine gidip de tatlı bulamamak olur mu? :)

itiraf ediyorum ki,hayatımda yediğim en iyi trüf (truf) orada yediklerimdi...bende zaman zaman evde yapmışımdır,dışardan alıp zevklenmişimdir ama inanın böylesini yemedim daha önce....bir kez daha çok çok teşekkür ediyorum canım benim...ayrıca muffinler,poğaçalar ve kurabiyeler için de ....

neyse efendim,ertesi gün günlerden oldu çarşamba,akşam oldu ne gelen var ne giden...bir daha aradım netçileri..tamam dediler...perşembe oldu ses yok,cuma oldu patladım...açtım telefonu verdim veriştirdim...şikayette bulundum..ne oldu? hafta sonu girdi araya....

bu arada bütün hayatımın internet üzerine kurulu oldugunu,bu kadar bağımlısı oldugumu keşfetmek de şaşırttı beni...hiç farkına varmamışım...evde televizyon da olmadığı için bir an ne yapacağımı şaşırdım yemin ederim....sudan balık çıksa inanın benim şaşırdığım ve çırpındığım kadar şaşırır ve çırpınırdı :)

elbette bu süreç perşembe gecesine kadar sürdü...perşembe gecesi öyle bir şey oldu ki,bende şaştım kaldım...6 yıl önce ilk adımlarını attığım,ara ara elime alıp bir türlü kendini gerçekleştirmeyen bazı çizimlerim vardı...yapmazdım ama hiç de aklımdan çıkmadılar...gerçekte olmasa da,zihinsel olarak bir çok kez onun başında bulurdum kendimi...

perşembe gecesi bir iki fikirle yola bir çıktım,çıkış o çıkış...cuma günü 14 saat,cumartesi 16 saat,pazar 12 saat boyunca çizdim :)) biri deseki ; "sibel bi iş var ama günde 12-16 saat çalışman gerek"....ne diyosun sen,çıldırdın galiba derim.....inanın bana ,ne acıktım,ne susadım...hiç bişey hatırlamıyorum...sadece çizmek önemeliydi...daha biri bitmeden diğer fikirle doldum...sonra bir diğeriyle ve böyle devam etti durdu....bugünkü ile birlikte toplamda 18 çizim yapmayı başardım...eskizleri de sayarsam yirminin üzerinde....ama bu öyle karakalem ,yağlı boya falan değil...bu çok başka bişey...yıllardır içimde doğmayı bekleyen ama bir türlü doğurmayı beceremediğim göz bebeğim....

ilham denilen şey gerçekten çok tuhaf bir şey...geldiyse gelmiştir...o bitene kadar hiç bir şey yapamazsın...nefes bile aldırmaz sana....

işte o an anladım aslında...neden internetim yok...çünkü doğması gereken zaman gelmişti....ben bişey yapmadım ...o kendi kendini doğurdu,bana da aracılık etmek düştü...mutluyum ,çok mutluyum....

cumartesi günü sanırım saat 3 civarı falandı....hava çok güzeldi,ben şakır şakır çiziyordum...dükkan için aldığım minik radyodan başka bir şey olamadığı için,seçtim şöyle ruhum gibi şakıyan bi kanal,açtım sesini ,çoştum,çoştukça çizdim,çizdikçe çoştum....

ve bir anda Mory Kante'nin Yeke Yeke'si başlamaz mı? herkes hatırlar sanırım bu şarkıyı...amaaaan dedim...kalktım masadan,çektim sehpayı kenara ,bir dans ettim,bir dans ettim ki sormayın....apartman inledi desem ? Güçlü nereye kaçacağını şaşırdı desem? :)) o dört dakikalık şarkı içimdeki enerjiyi iliklerime kadar tüketmekle kalmadı,aldığı enerji kadarını da geri verdi bana... nefis bir andı benim için...hafta sonumun en iyi bölümlerinden biriydi...şiddetle tavsiye ederim :) bundan sonra ara ara açıp yapacağım bunu....kesin!!

şimdide, geçen hafta sevgili Emel instagramda paylaştığım yeni battaniyemin örneğini rica etmişti benden...sonra bir kaç arkadaş daha rica edince fotoğraflamak şart oldu dedim...perşembe çektim hazırladım ama bugünü buldu işte..



1-önce zincir çekerek başladım...bu örnek 4 lü gruplardan oluştuğu için 4 ve katları kadar zincir çekmek gerek..ben size göstermek için 16 çektim..
2- ikinci resimde gördügünüz gibi bi sıra ikili trabzan yaptım
3- trabzan bitince diğer tarafı çevirip iki zincir çektim..(her sıra başına böyle yapılıyo)
4-bu resimde ikili trabzanı bilmeyen vardır belki diye çektim..


1- ilk resimde tığı nereye sapladığımı görüyorsunuz...trabzanın tamamına geçiriyorum tığı...
2- sonra bir ilmek daha çekip tığdaki ilmek sayısını 3 e tamamlıyorum
3-4 ikili trabzan yapmak için ikmeği iki kere de örmek gerekiyor


ahan da ilk dörtlünün tamamlanmışı...tek elle bunları fotoğraflamak o kadar zormuş ki,bazıları bulanık çıkmış kusura bakmayın...



1- yine tığa bir kez doluyoruz batmadan..
2- işte bu örneği bu işlem yaratıyor....tığı nereden batırdığıma dikkat edin...bu kez trabzanın önünden değil,arkasından batırıyorum
3-tarbzana tam batmış hali
4- ikinci dörtlünün örülmüş hali


1- burada üçüncü 4 lünün tamamlanmışını göstermişim...
2- buda ilk sıranın tamamlanmışı...yani her 4 trabzanda bir değiştiriyoruz battığımız yeri...4 önden dört arkadan batıyoruz
3- şimdi ikinci sıra...başta da dediğim gibi ,sıraya iki zincir çekerek başlıyoruz..
4- burda örneği oluşturmak için dikkat etmemiz gerekn tek şey,ilk sırada önden aldıysak ilmeği,ikinci sırada arkadan alıyoruz...bütün numarası bu yani bu örneğin:)


umarım biraz da olsa anlatabilmişimdir...ben daha tam anlamadan anlatmaya çalışmak tuhaf geliyor :) çoook acemi sayılırım ben bu tığ işinde daha...


bu aynı mantıkla yaptığım başka bir örnek...4 önden battım,2 arkadan...fikir olsun size...ama her sırada nereden aldıysanız oradan alacaksınız ilmeği...


buda bir önden bir arkadan olanı...mantık hep aynı asalında....daha neler neler yaratılır ki bu teknikle...hala zaman zaman denemeler yapıyorum ben....



eminim siz daha bir çoklarını yaratırsınız...

ben şimdilik kaçıyorum...bir hafta hiç giremeyince o kadar çok şey birikmiş ki...mailler,mesajlar,yorumlar...gezilecek,yorum bırakılacak dostlar....kim bilir neler yayınlanmıştır da,ben kaçırmışımdır...hemen gezmeye başlamak lazım....ama itiraf ediyim en çok da pinterest'i özledim :)) canı benim...

yine hatırlatıyım; Mory Kante 'yi unutmayın...açın sesini ilk fırsatta....çoşun...çoşturun....hem enerjinizi salın,hem de depolayın...

ilk fırsatta deneyin efendim...ilk fırsatta....



You Might Also Like

0 yorum: